AIDS ile ilişkili hastalıklara bağlı ölüm oranları azaldı

Birleşmiş Milletler HIV/AIDS Ortak Programı (UNAIDS) 2020 yılı raporuna göre, 2010 yılı ile karşılaştırıldığında AIDS ile ilişkili hastalıklara bağlı ölüm oranı yüzde 39 azaldı

Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) tarafından HIV/AIDS farkındalığını artırmak için 1988 yılında 1 Aralık Dünya AIDS Günü olarak kabul edildi.

Birleşmiş Milletler HIV/AIDS Ortak Programı (UNAIDS) bu yıl için “Küresel Dayanışma ve Ortak Sorumluluk” konusunu tema olarak belirledi. Birleşmiş Milletler HIV/AIDS Ortak Programı (UNAIDS), küresel dayanışma ve ortak sorumluluğun AIDS dahil tüm sağlık sorunlarına yeni ve küresel bakış açısıyla, ülkeleri daha sağlıklı toplumlar için çaba göstermeye davet etti.

Birleşmiş Milletler HIV/AIDS Ortak Programı 2020 yılı raporuna göre, dünyada HIV epidemisinin başlangıcından günümüze kadar 75,7 milyon kişi HIV ile enfekte oldu, 32,7 milyon kişi ise AIDS ile ilişkili hastalıklar nedeni ile hayatını kaybetti.

2019 yılında dünyada 38 milyon HIV ile yaşayan bireyin bulunduğu ve bu bireylerin 1,8 milyonunu 0-14 yaş grubu çocuklar oluşturduğu belirtildi. 2019 yılı içerisinde 1,7 milyon kişi HIV ile yeni enfekte oldu, 690 bin ise AIDS-ilişkili hastalıklar nedeniyle yaşamını yitirdi.

2010 yılı ile karşılaştırıldığında günümüzde AIDS ile ilişkili hastalıklara bağlı ölüm oranı yüzde 39 azaldı. Aynı raporda, dünya genelinde yaklaşık 7,1 milyon HIV ile yaşayan bireyin ise HIV durumunu bilmediğine dikkat çekildi.

UNAIDS 2020 Raporu’na göre Batı/Merkez Avrupa ve Kuzey Amerika Bölgesi’nde son 10 yılda yeni HIV enfeksiyonu sayısında azalmanın olduğu ancak Türkiye’yi çevreleyen Doğu Avrupa ve Merkez Asya Bölgesi ile Orta Doğu ve Kuzey Afrika Bölgelerinde yeni HIV enfeksiyonlarında artış olduğu belirtildi.

Bakanlık verilerine göre, Türkiye’de ilk vakanın görüldüğü 1985 yılından 1 Aralık 2020 tarihine kadar doğrulama testi pozitif tespit edilerek bildirimi yapılan 25 bin 809 HIV pozitif kişi ve 1958 AIDS vakası tespit edildi.

Vakaların yüzde 81’i erkek, yüzde 19’u kadın, tamamının yüzde 15,6’sı yabancı uyruklu kişilerden oluştu. HIV enfeksiyonunun en fazla görüldüğü yaş grubu 25-29 ve 30-34 yaş grupları oldu.

Bulaş yoluna göre dağılıma bakıldığında, Türkiye’de bildirimi yapılan vakaların yüzde 51’inin bulaş yolu bildirilmedi. Bulaş yolu bildirilen vakalar içerisinde cinsel yolla bulaş yüzde 97, damar içi madde kullanımı yoluyla bulaş yüzde 2 ve anneden bebeğe geçiş ise yüzde 1,4 olarak kayıtlara geçti.

“Türkiye’de vaka sayılarında artış izlendi”

Türkiye, HIV/AIDS açısından hastalığın az sıklıkla görüldüğü ülkeler arasında yer almakla birlikte son yıllarda vaka sayılarında artış izlendi. Buna göre, 1 Ocak- 1 Aralık 2020 tarihi itibarıyla 1461 HIV pozitif kişi ve 31 AIDS vakası olmak üzere toplam 1492 vaka doğrulama testi pozitif tespit edilerek bildirildi.

Bildirimi yapılan vakaların yüzde 85,9’u erkek, yüzde 14,1’i ise kadın oldu. Vakaların yüzde 13,9’u yabancı uyruklu olarak bildirildi. 2020 yılında bildirimi yapılan vakalardan 25-29 yaş grubunun diğer yaş gruplarına göre daha fazla sayıda olduğu dikkat çekti.

Türkiye HIV/AIDS Kontrol Programı (2019-2024) hazırlandı

HIV ile yaşayan kişilerin tedaviye kolay ve kesintisiz ulaşmasının sağlanması, sosyal destek, bakım olanaklarının iyileştirilmesi ve yaşam kalitelerinin arttırılması için de sağlık hizmeti sunumunda gerekli düzenlemeler yapıldı.

Türkiye’de, tanı konan ve bildirimi yapılan tüm hastaların tedavi ve bakım hizmetlerine ulaşmalarını sağlayan Genel Sağlık Sigortası (GSS) uygulaması pek çok ülkeye örnek oluşturabilecek bir uygulama oldu.

Türkiye’de küresel hedeflere ulaşmak amacıyla, Bakanlığımızca oluşturulan geniş bir çalışma grubu ile “Türkiye HIV/AIDS Kontrol Programı (2019-2024)” yayımlandı. HIV/AIDS ile mücadele amacı ile “Türkiye HIV/AIDS Kontrol Programı (2019-2024)” hazırlandı.

HIV/AIDS nedir?

HIV (İnsan Bağışıklık Yetmezliği Virüsü), doğrudan bağışıklık sistemine zarar veren bir virüs ve bu virüsü taşıyanlar “HIV pozitif” olarak adlandırılıyor. HIV, vücut direncini azaltarak insanların kolayca hasta olmasına neden oluyor.

AIDS (Edinilmiş Bağışıklık Yetersizliği Sendromu) ise HIV virüsünün bağışıklık sistemini zayıflatmasından sonra ortaya çıkan hastalık hali olarak tanımlanıyor.

HIV enfeksiyonu, HIV pozitif kişilerle aynı iş yerinde çalışmakla, aynı okulda okumakla, aynı ortamda bulunmakla, ortak çatal kaşık kullanmakla dokunmak ve tokalaşmakla, telefon, kitap, defter gibi araçlar ile duş-banyo alanlarını, yüzme havuzları, tuvaletleri ortak kullanmakla, böcek ısırması ve sinek sokması ile bulaşmıyor.

HIV enfeksiyonu, korunmasız her türlü cinsel temas, ortak enjektörlerle damar içi madde kullanımı, enfekte kan ve kan ürünlerinin verilmesiyle ya da anneden bebeğe gebelik döneminde, doğum sırasında veya doğum sonrasında emzirmeyle bulaşabiliyor. Bulaşma yollarının çeşitliliğine bağlı olarak HIV enfeksiyonu tüm yaş gruplarında görülebiliyor.

Önemli bir halk sağlığı sorunu olan HIV/AIDS enfeksiyonu, hastalık, hastalığa bağlı ölümler, ayrımcılık, insan hakları, işgücü, istihdam, ekonomi ve hukuk başta olmak üzere çok çeşitli konularda toplumsal yansımaları ve sonuçları itibarıyla bütüncül bir yaklaşım gerektiriyor.

Bulaşıcı hastalıkların ihbarı ve bildirim sistemine göre, HIV/AIDS vakalarının bildirimi zorunlu olmakla birlikte, 1994 yılından itibaren özel sürveyans yürütülüyor, teşhis konulan hastaların bildirimleri isim belirtilmeden kod kullanarak yapılıyor.

Bunlar da hoşunuza gidebilir...

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir