Şeker hastalarının cinsel sağlık sorunları yaşadığını söyleyen Üro-Androloji Uzmanı Prof. Dr. Halim Hattat, Yaşam tarzı değişiklikleri ve yeni tedavi yöntemleriyle sorun ortadan kalkabiliyor. Diyabet, testosteron hormonunu da düşürüyor böyle olunca şeker hastası erkeklerde isteksizlik ve sertleşme sorunu görülme riski normal erkeklere göre üç kat artıyor” diyerek konu hakkında bilgi verdi.
Diyabetli erkeklerde sertleşme sorunu görülme riski normal erkeklere göre üç kat artıyor. Şeker hastalığı tanısı konulduktan yaklaşık 10 yıl sonra da hastaların yarısında sertleşme sorunu görülüyor. Şeker hastalığı, testosteron hormonunu da düşürebiliyor. Bu durumda cinsel isteksizliğe eşlik eden sertleşme problemi görülüyor.
Diyabet ile cinsel bölgeyi çevreleyen cilt, cilt altı dokuları, sinir ve damar sistemleri yıpranıp zedeleniyor. Yeni non-invasive tedaviler ile cinsel anti-aging sağlanıyor, yıpranan cinsel bölge yapılarını canlandırmak ve cinsel performansta gençleşme yaşamak hedefleniyor.
‘Şok dalga’ olarak bilinen ESWT (Extracorporeal Shock Wave Therapy) cinsel gücü arttıran ve sertleşme kalitesini güçlendiren en son teknolojili bir tedavi yöntemi. Bu tedavide yaşanan sağlık sıkıntılarını, şikayetleri ve önleyici hedefleri belirliyoruz ve cinsel damarların, sinir sisteminin, cinsel bölge dokusunu destekleyen kollajen ve elastinin yenilenmesi sağlanıyor. Var olan damarsal yetmezlik, sinir ileti kusurları ve cilt yaşlanası geri dönüştürülüyor.
Yüksek enerjili şok dalgalar özellikle diyabette karşılaşılan cinsel fonksiyon sorunlarını hedefleyerek tedavi ediyor. Şok Dalga anestezi gerektirmeyen, ağrı yaratmayan ve hızlı sonuç veren bir tedavi şekli. ESWT ile elde edilen yüksek enerjili şok dalgaları ultrasonik cihazlara göre 10 kat yüksek enerjiyi çok kısa sürede (1 mikro saniye) uygulama alanına veriyor.
Sonuç olarak ayakta yapılan, anestezi gerektirmeyen, girişimsel yani cerrahi olmayan, sonrasında tedavi oluşturmayan bu tedavi ile hızlı ve uzun süreli sonuç alınıyor.
Şekeri düzenlemek, cinsel sağlık sorunlarından korunmak için, C vitamini, B grubu vitaminleri, emir, kalsiyum, magnezyum ve potasyum, quercetin, fosfotidilserin, coenzym Q-10 ve NADH tüketmeliyiz. Şeker, şekerli besinler, bol yağlı şekerlemeler, rafine edilmiş unlu ürünler, bol yağlı ve tuzlu patlamış mısır ve cipsler, ağır ve yağlı yemeklerden uzak durmak gerekiyor.