Eğreti gelinler kabul edilemez!

“Eskinin eğreti gelinleri, şimdinin bedel partnerleri kabul edilemez…”

Ulusal bir gazetemizde yer alan bir haber üzerine çıkan bedel partner tartışmalarına Cinsel Sağlık Enstitüsü Derneği (CİSED)’de katıldı. Gazetede haberinin veriliş biçimi kamuoyu tarafından magazinsel ve cinsel sağlık bilimini basitleştirmeye yönelik olarak algılandı ve haberin bu konuda bilgisi olmayanlar için daha çok şişirme haber haber veya ahlaksız haber dedirtecek cinsten olduğu söylendi. İşte eskinin eğreti gelinleri, şimdinin bedel partnerleri hakkında, toplumsal çalışmaları ve basın açıklamalarıyla ülkemizde gündem yaratabilen CİSED’in basın açıklamasından çok çarpıcı başlıklar:

Bedel partner uygulaması kabul edilemez

Yurt dışında bazı ülkelerde tekli terapi sürecinin belirli bir evresinden itibaren yeni cinsel davranış biçimlerini denemeleri ve öğrenmeleri için hastalara cinsel terapi adımları çerçevesinde bedel partneri diye adlandırılan partnerler sunulduğunu ifade eden CİSED Genel Başkanı Dr. A. Cem Keçe; “Cinsel işlev bozukluğu olan bireylerin bir kısmının eşleri ya da partnerleri olmadığı göz önünde bulundurulduğunda; verilen ev ödevlerinin başarılı biçimde yürütebilmesi amacıyla tedavi süresince kullanılan, başka bir deyişle kiralanan partnerlere bedel partneri veya surrogate partner adı verilir. Özel bir eğitim alan bedel partnerleri halen, Amerika, Avusturalya ve İsrail başta olmak üzere pek çok ülkede, vajinismus sorunu olan ve düzenli bir partneri olmayan hastalara yardımcı olmak üzere kullanılmaktadır. Aslında bedel partnerleri tek başlarına çalışmaz, her zaman bir cinsel terapistle birlikte çalışır. Cinsel terapist, hastaya bedel partneriyle ne tür bir egzersiz yapacağını teorik olarak anlatır. Dolayısıyla; cinsel terapist, hasta ve bedel partnerinden oluşan bir üçgen oluşturulur. Hasta, genellikle bir hafta içinde hem cinsel terapisti hem de bedel partneriyle seans yapar. Bedel partneriyle olan her bir seans ortalama 100 dakika sürer. Yani bedel partnerliği, teori ile uygulama arasında köprü oluşturan bir kurum olarak tanımlanabilir. Türk cinsel terapistleri cinsel sorunu olan ve partneri olmayan hastalara partner bulma sorumluluğu kabul etmeyeceğinden; Cinsel Sağlık Enstitüsü Derneği yasal olarak bu uygulamaya izin verilmesinin toplumsal değer yargılarımız ve etik değerlerimiz açısından sakıncalı olacağını savunmaktadır. Yani bedel partner uygulaması kabul edilemez. Çünkü bu uygulama yeni bir iş sektörü oluşturabilir ve ülkemizde henüz yeterli sayıda cinsel terapist yokken çok daha fazla sayıda bedel partnerinin ortaya çıkma ihtimali çok kaygı verici bir duruma neden olabilir. Aslında bu konuyu gündeme ilk kez getiren ünlü seksologlar Masters ve Johnson’dır, partneri olan bireylerde uygulanan tekniklerin, partneri olmayanlara göre daha başarılı sonuçlar oluşturduğunu görmüşlerdir. Bedel partnerler, her iki cinsiyetten seçilmiş ve terapi konsepti anlamında idmanlı olan, cinsel işlev bozukluklarının tedavisi konusunda formal bir eğitimden geçen ve cinsel yardım konusunda yeterli bilgi ve becerileri olan kişilerdir. Eğitimleri, yaklaşık 80 saatlik teorik bilgilendirmenin yanında bu konuyla ilgili uygulamaları içerir. Eğitimler, 12 haftalık kurslar ya da 15 günlük yoğun programlar biçiminde yapılmaktadır. Bu eğitim sırasında grup tartışmalarına, egzersizlere yer verilerek, bedel partnerlerin yakın ilişkiler kurma kapasitelerinin artırılmasına gayret edilir. Eğitimler çoğu kez IPSA (International Professional Surrogate Association) yani Uluslararası Profesyonel Yapay Partnerler Birliği elemanları tarafından verilmektedir. Bu, kayıtlı ve sertifikalı bedel partnerlerinin bağlı oldukları bir birlik olup, amacı verilen hizmetin profesyonel biçimde yürütülmesini sağlamaktır. Ancak tüm yapay partnerler kayıtlı ve eğitimli değildir. Günümüzde resmi olarak artık istifade edilmeyen bedel partneri uygulaması oldukça problemli bir olgu olarak reddedilmektedir. Bir taraftan bu şekilde edinilen tecrübelerin daha sonraki ilişkilerle genelleştirilebildiği netleşmemiştir, diğer taraftan da temas kurma, ilişki kurma ve şekillendirmeyle bağlantılı olarak herhangi bir sosyal eksikliği gidermemektedir. Cinsel terapist etik nedenlerden dolayı cinsel faaliyetler için uygun değildir. Hastalar bununla ilgili arzular dile getirse veya işaretler gönderse de bir terapistin, hastasıyla erotik veya cinsel bir ilişkiye girmesi cezai işleme tabi ve terapi alanında mesleki bir hatadır. Çünkü cinsel terapideki cinsel tacizlerden daima cinsel terapist sorumludur. Cinsel terapide gerçekten etik olabilmek, cinsel terapistin duygularını ketleyebilmesi ve her şeyden önce hastasına zarar vermemesi anlayışı temel yaklaşım olmalıdır.” dedi.

Evlilik öncesi cinsel danışmanlık ve rehberlik hizmetlerini yaygınlaştırmak ve tanıtmak gerekiyor

Türkiye’de bedel partner uygulamasının yasak olduğunu ifade eden CİSED Medya ve Halkla İlişkiler Koordinatörü Psikolog Serap Yeşil; “Türkiye’de yasak olan bedel partnerler, bir zamanlar Anadolu’da 14–18 yaş arasındaki erkek çocukları evliliğe hazırlayan ve Eğreti Gelin filmiyle gündeme gelen eğitmenlerin bir benzeridir. Eğreti gelinler; Anadolu’da evlilik kurumunun kaidelerini tüm incelikleriyle öğretirken; bedel partnerleri ise günümüzdeki cinsel sorunları çözmede yardımcı olmaktadır. Bu açıdan bakıldığında bedel partnerlerine “eğreti damat” denilebilir. Eskiden Anadolu’da zengin aileler, ergen oğullarını kadın bedeniyle tanıştırıp evliliğe hazırlarken, kendi evlerinde özel döşeli bir oda açarlarmış. Sevişken bedenlerini karın tokluğuna evlilik hazırlığı yapan delikanlılarına sunan eğreti gelinler, birlikte oldukları erkeklerle ciddi ilişki yaşamamalarına rağmen, evlenme çağına gelen gençlere günlük ev hayatından cinselliğe kadar birçok konuda eğitim verir ve görevlerini tamamladıktan sonra da evden ayrılırlarmış. Yani eğreti gelinler sağdıçlık gibi belirli bir süre Anadolu’da var olan bir sosyal destek olgusuymuş. Cinsel sorunların çığ gibi büyüdüğü ve yaygınlaştığı günümüzde ise; sağdıçlık ve eğreti gelinlik yerine “Evlilik Öncesi Cinsel Danışmanlık ve Rehberlik” hizmetlerinin yaygınlaştırılması, yasal olarak tanımlanması ve topluma tanıtılması gerekiyor. Çünkü kadın bedeninin cinsel detaylarının reklam ve tüketim aracı olarak bir taraftan kimliksizleştirildiği, bir taraftan da çekim alanı olarak sivriltildiği bir dönemde, erkeklerin kadınlarda her zaman ve kolayca erişilebilen beden parçaları üzerinden cinselliği keşfetmeye veya fethetmeye çalışmaları, cinselliğin duygusal anlamalarını daraltabilir ve kısırlaştırabilir. Böylece cinselliğin duyguları ve ruhsal dalgalanışları içeren yapısı yozlaşabilir.” dedi…

Bunlar da hoşunuza gidebilir...

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir