Eşlerde Cinsel Uyumsuzluk

Eşlerde Cinsel Uyumsuzluk

Korku ve suçluluk duygusu gibi psikolojik takintilar, iktidarsizlik ve sogukluk gibi oldukça kalici cinsel sorunlara neden olabilir. Ama böyle temelli sorunlar olmadigi zaman bile, esler arasinda cinsel uyumsuzluk sözkonusu olabilir. Aslinda cinsel bakimdan saglikli olan iki insan, birbirlerini sevdikleri halde cinsel iliski aninda bir soguklugun içine düsebilirler.
Kuskusuz, cinsel uyumsuzlukla kastedilen, eslerin cinsel organlari arasindaki herhangi bir fiziksel uyumsuzluk degildir. Cinsel bakimdan uyusamadiklarini söyleyen kisiler, kendi cinsel arzularinin eslerininkinden ya daha zayif oldugunu veya zevk aldiklari cinsellik biçiminin eslerininkinden farkli oldugunu anlatmak istemektedir. Bu tür uyumsuzluklar, çogu zaman bir iliskinin ilk aylarinda, hatta ilk birkaç yilinda ortaya çikmayabilir. Özellikle kirsal yörelerde, evlilikten önce esler arasinda cinsel iliski olanagi ya çok kisitlidir ya da hiç yoktur. Üstelik iliskinin ilk dönemlerinde esler, cinsel birlesmenin bütün biçim ve alanlarini deneme yoluna gitmezler. Çogu zaman, oldukça yalin birlesme biçimleri onlari doyurmaya yeter. Cinsel uyumsuzlugun ortaya çikmasi kadin ve erkegin birbirlerini daha yakindan tanimaya ve yenilik istemeye basladiklari dönem olan, iliskinin ikinci ya da üçüncü yilina rastlar. Bosanmalarin yüzde 40’i da evliligin ilk bes yilinda olmaktadir.
Uyumsuzlugun bir nedeni, eslerin cinsel istek düzeyinin esit olmamasidir: erkek her
gece yatmayi isterken, kadina haftada bir birlesme yetebilir veya bunun tersi de olabilir. Geoffrey Gorer’in Ingiltere’de 30 yil önce yaptigi arastirmalarda, kadinlarin yarisi erkeklerin de yüzde 30’u, verdikleri cevaplarda, kadin cinselliginin erkeklerden daha “manevi” ve “daha az hayvanca” oldugunu ileri sürmüslerdir. Bunlarla kastedilen, herhalde erkeklerin cinsel arzularinin daha kolay uyanabilmesidir. Gerçekten de, erkeklerin psikolojik ve görsel uyaricilara karsi daha duyarli oldugu saptanmistir. Buna karsilik, kadinlarin cinselligi görsel uyaricilardan çok, bedensel temasla uyarilabilmektedir. Ve içinde yasadigimiz modern toplumlarda, cinsel çagrisimli reklamlardan düpedüz pornografik film ve yayinlara kadar hersey, özellikle erkek cinselliginin kizistirilmasina yöneliktir. Bu nedenle erkekler çogu zaman kadinlardan daha arzulu bir durumda olabilmektedir. Bu durum, ailelerde ve evli olmayan çiftlerin cinsel yasaminda mutlaka etkisini göstermektedir. Öyle ki, medyada bir çiplaklik görüntüsüyle ya da yolda gördügü çekici bir kadin gövdesiyle zaten uyarilmis olan erkek, aksam eve geldiginde esinin de cinsel istegini kendi düzeyine çikarmak için fazla ugrasmamakta, kadini uyarmak için gerekli olan uzunca bir ask oyunu süresine gerek görmeden kendisi kisa sürede orgazma ulasmaktadir.
Ikinci bir uyumsuzluk türü, eslerin birbirlerinden farkli cinsel faaliyet biçimlerinden zevk almalaridir. Bazi insanlar, suçluluk duygusu, korku ya da düpedüz bilgisizlik ve deneysizlik gibi nedenlerle, bazi sevisme biçimlerinden ürkebilirler. Esinin anal seksi denemek istemesi kadini dondurmaya yetebilir. Çogu zaman erkekler aydinlikta sevismekten hoslanirken kadinlar karanligi ya da los bir ortami tercih ederler. Bunun çocukluktan gelen psikolojik nedenleri oldugu gibi, sosyal ve kültürel nedenleri de olabilir. Kinsey’in gösterdigi gibi, farkli toplumsal tabaka ve kesimler, cinsellik konusunda da farkli tutumlara sahiptir. Örnegin kentlilerde cinsel yasam daha çesitlenmis oldugu halde, kirsal kesimde oldukça yalindir ve esas olarak erkek orgazmindan ibarettir. Bu nedenle, farkli toplumsal kesimlerden gelen kisiler arasinda cinsel uyumsuzluklarin çikma olasiligi daha fazladir. Bazi kadinlar, aldiklari kapali egitimin etkisiyle, uysal ve pasif bir cinsel rolün disiye daha uygun düstügü inancindadir; oysa sürekli olarak “damizlik” rolünü oynamaktan bikmis olan erkek de onlardan biraz daha aktif, coskulu, yol gösterici bir sevisme tarzi bekliyor olabilir.
Bununla birlikte, bu tür sorunlar geçicidir: eger esler birbirini gerçekten seviyorsa, karsilikli anlayis ve deney yoluyla çözülebilir. Çogu zaman cinsel uyumsuzluk, birbirine hiç alismamis yeni eslerin acemilik ve asiri heyecanlarindan da dogabilir. Bir çiftin ilk cinsel birlesmesi hemen her zaman korkular ve duygusal gerilimlerle doludur. “Acaba becerebilecek miyim?” düsüncesi, eslerden birinin cinsel bakimdan islevsiz kalmasina neden olabilir. Ama erkekle kadin birbirine alistikça ve gerginlikten kurtuldukça, cinsel iliskinin de dogal yoluna girmesi beklenir. Farkli kültürlerden geliyor da olsalar, farkli zevklere de sahip olsalar, sevgi giderek eslerin birbirine benzemesine yol açacaktir. Burada önemli olan, iki insanin birbirine karsi açik olmasi, neden zevk alip neden zevk almadiklarini rahatça söyleyebilmesi, sorunlarini birbirine anlatabilmesidir. Ama eger birbirine alismak ve ilk günlerin gerginliginden siyrilmak da istenen cinsel uyumu saglamiyorsa, o zaman ortada daha ciddi sorunlar var demektir. Bu durumda eslerden birinin daha köklü bir cinsel rahatsizligi vardir ya da düpedüz birbirlerini sevmiyorlardir. Iktidarsizlik ya da sogukluk gibi daha köklü sorunlar sözkonusuysa, bir hekime gidilmesi gerekebilir. Masters ve Johnson’un baslattiklari cinsel terapi yöntemleri oldukça basarili sonuçlar vermistir. Yine de, bazi sogukluk ve iktidarsizlik türlerinde, esler arasindaki sevgi ve anlayis, sorunlarin çözümüne yetebilir. Sevgisizlik ise çok daha ciddi bir sorundur. Bazi durumlarda, esler birbirlerine baslangiçta duyduklari sevgiyi yitirmislerdir: artik birbirlerini cinsel olarak da uyaramiyorlardir. Her ikisi de sirtlarini dönüp uyumayi kabullenmislerdir.Baska bazi durumlardaysa, biri veya her ikisi de birbirini sevmeden evlenmislerdir. Sevgi olmadigi halde birlikte yasama zorunlulugu, zamanla, bu sevgisizligi açik düsmanliga dönüstürebilir. Kadin ya da erkek, bütün sikintilarinin kaynagi olarak esini görmeye baslar. Bu tür düsmanca duygular, kisilerin cinsel arzularini da öldürür, normal cinsel tepkilerine müdahale eder. Böyle bir iliski içinde, kisiler baslangiçta saglikli olduklari halde sonradan cinsel bakimdan islevsizlesebilirler. O zaman en iyi çözüm, erkegin de kadinin da daha mutlu olabilecekleri bir baska es aramalaridir; aksi halde, biriken cinsel doyumsuzluk ve gerilim, kisinin yasaminin diger alanlarinda da yikici etkiler yapabilecektir.

Bunlar da hoşunuza gidebilir...

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir