Arkadaşlarımızın sağlığımız üzerindeki etkileri
Son bilimsel çalışmalara göre, sosyalleşmenin sadece insan psikolojisi değil, fiziksel sağlığı üzerinde de önemli etkileri var.
Özellikle kadınlar arasındaki arkadaşlık güdülerinin biyolojik kökenli olduğu düşünülüyor.
‘Psychology Today’da yayımlanan bir çalışmaya göre, arkadaş edinmek kadınların stresle başa çıkmak için kullandıkları bir yöntem. Çalışma, zorlu durumlarda erkeklerin ‘savaş ya da kaç’ tepkisi verdiğini, fakat kadınların ‘yönel ve arkadaş ol’ yöntemini tercih ettiklerini gösterdi.
Hormonal etkenler
Erkekler ve kadınların strese karşı tepkilerinin farklılaşmasının temelinde, oksitosin hormonu yatıyor. Hayvanlarda yüksek oksitosin oranı, annelik ve duygusal bağlarla ilişkili. Kadınlık hormonu olan östrojen bu tepkiyi artırıyor. Diğer yandan erkeklik hormonu testosteron, oksitosin üretimini baskılıyor. Kadınlar bu nedenle arkadaş edindikçe stresle baş edebilecek oksitosin hormonundan daha fazla salgılıyor.
Çalışmalar sonucu destekliyor
Ayrıca genetik olarak güçlü bir bağışıklık sistemine sahip olmanın yanında, sosyalliğin kişinin kendisine olan saygıyı artırması da bağışıklık sistemini güçlendiriyor. Birçok çalışma, güçlü sosyal bağların kalp krizini, insanın strese tepki olarak artırdığı kan basıncını düşürdüğünü gösteriyor ‘Journal of Medical Association’da yayımlanan 2009 tarihli bir makale, sosyal bağların stresi azalttığını ortaya koydu. Arkadaş ve aileleriyle yakın bağları olan kişilerin kanlarında iltihaplanmaya yol açıcı maddelere daha az rastlanıyor.
10 yıl süren bir Avustralya çalışmasında geniş arkadaş çevresi olan yaşlı insanların olmayanlara göre, yüzde 22 daha uzun yaşadıkları tespit edildi. 2008 yılında Harvard’da yapılan bir çalışmada da güçlü sosyal bağların, hafıza kaybına ve diğer bilişsel düzensizliklere karşı koruduğu gösterildi. ‘Journal of Clinical Oncology’de yayımlanan başka bir çalışmadaysa meme kanseri teşhisi konulduktan sonra sosyal olarak izole edilmiş kadınlarda ölüm riskinin arttığı izlendi.
İsveç’te orta yaşlı erkekler üzerinde yapılan bir araştırma çok az ya da hiç yakın arkadaşı olmayanların, ilk kalp krizini geçirme risklerinin yüzde 50 olduğunu tespit etti. 2002 yılında Harvard Halk Sağlığı tarafından yürütülen bir başka çalışmadaysa güçlü sosyal bağları olmayan 28 bin erkek incelendi ve neredeyse yüzde 20’sinin 10 yıl içinde ölmesinin muhtemel olduğu kanıtlandı.
Sosyal bağları güçlendirin
Tüm bu kanıtların yanında arkadaşlık gibi yalnızlık da bulaşıcı bir durum. 2009’da ‘Journal of Personality and Social Psychology’ dergisinde yayımlanan bir çalışmaya göre, Framingham Kalp Çalışmaları’ndan alınan veriler, sosyal çevrenizdeki bir kişinin yalnız olmasının sizin de yalnız olma ihtimalinizi yüzde 52’ye ulaştırdığını belirledi. Çalışmaya göre, yalnızlık kadınlar arasında erkeklerde olduğundan daha çabuk yayılıyor. Bu durum, kadınların yalnızlık olgusunu erkeklere göre daha çabuk kabullenmelerinden kaynaklanıyor olabilir.
Ayrıca arkadaşların davranış ve alışkanlıkları, sizinkileri de etkiliyor. Örneğin sürekli spor yapan arkadaşlarla beraber olan kişiler, daha çok spor yapıyor. Sigara içen arkadaşları olanlarınsa sigara içme olasılığı artıyor. Arkadaşlarla görüşmenin yararları ortada. Sosyalleşmenin çok az olumsuz etkisi var. Arkadaşlarla sık bir araya gelme, bulaşıcı hastalıkların yayılmasını sağlayarak kötü yönde etkiler de gösterebilir.