Koronavirüsün hedef tahtası: Kalp

Koronavirüsün hedef tahtası: Kalp Uzmanlar, akciğerlerde oluşturduğu tahribatla yaşamı tehdit eden korona virüsünün kalp damarlarında pıhtılaşma ve tıkanmaya neden olarak kalp krizi, kalp kası iltihabı, kalp ritim bozukluğuna neden olabileceğini belirtti. Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Cevat Şekuri, konu hakkında bilgi verdi.

Koronavirüsün akciğerlerde meydana getirdiği iltihabi durum sadece bu organla sınırlı kalmayıp, tüm dokuları ve damarsal yapıları etkileyebilir. Covid-19 hastalığında akciğer bulgularının da nedenlerinden olan damar hasarı ön plandadır.
2
Damar duvarının hasarı, kan pıhtılaşma sisteminin harekete geçmesi; ayrıca iltihabi faktörlerin salınımıyla birlikte sinir sistemi yanıtının işin içine katılması sonucu olumsuz ve hayati tehlike arz eden akut olaylar gelişebilir. Bunların başında da kalp damarlarında pıhtılaşma ve tıkanma sonucunda hayati tehlike oluşturan, ani kalp ölümlerine neden olabilen kalp krizidir.
3
Bunun yanında yaygın kalp kası iltihabı ve kalp ritim bozuklukları görülebilir. Bu komplike durumlardan kurtulanlar ömür boyu kalp yetmezliği, ritim problemleri ve beyin hadiseleri ile karşı karşıya kalabilirler. Kısacası kalp, Covid-19 karşısında kırılgan bir organdır.
4
Daha önce kalp damar hastalığı tanısı almış stentli ve bypasslı kişiler, inme geçirenler, hipertansiyon, kalp yetmezliği, diyabet, obezite, kronik akciğer veya böbrek hastalığı olanların, tütün mahsulleri tüketenler, organ nakil operasyonu geçiren kişiler ve kemoterapi alan kanser hastalarının kalpleri Covid-19’dan büyük zarar görebilir.
5
Riskli kişilerin göğüs ağrısı, tıkanma hissi, sıkışma ve ciddi nefes darlığı, çarpıntı, bayılma veya baygınlık, bilinç bozukluğu, konuşmada peltekleşme, güç kaybı gibi yakınmaları olması durumunda derhal sağlık personeline ve hastaneye ulaşmaları gerekir. Bunlar göz ardı edilmemesi gereken yakınmalardır. Bu yakınmaların görülmesi halinde beklenmeden bir sağlık kuruluşuna başvurulmalıdır.
6
Son dönemde İngiltere, ABD ve İspanya’da yapılan çalışmalarda acil servise müracaat eden ve kalp krizi tanısı alan hastalarda belirgin azalma olduğu görülmüştür; ancak İngiltere’de yapılan bir başka çalışma sonucuna göre belli bir zaman diliminde bir önceki döneme göre ölümcül kalp damar hastalıklarında ciddi artış olduğu saptanmıştır. Buradaki muhtemel en önemli sorun ise, olguların yakınmalarını ciddiye almamaları, hastaneye müracaat etmekten korkmaları ve ilaçlarını aksatmalarıdır.
7Azami dikkat ve korunma şart
“Azami dikkat ve korunma şart”
Fiziksel olarak sosyalleşmenin pek akılcı olmadığı bu dönemde teknolojik sosyalleşme yöntemlerine başvurulabilir; hobilerin geliştirilmesi, müzik dinleme, kişilerin gücüne göre düzenli hareket ve egzersiz, kitap okuma, yoga, meditasyon ve solunum egzersizleri gibi ev içi günlük faaliyetlere vakit ayrılabilir.
8
Zamanın çoğunu evde geçirdiğimiz bu günlerde düzenli hareket damar sağlığı için olmazsa olmazdır. Ayrıca mümkün olduğunca kötü haberlerden ve ruh halini olumsuz etkileyebilecek durumlardan uzak durulması önerilir. Dengeli beslenmenin önemini de tabii ki unutmamak gerekir.

1-Yeşil çay
Bitki çaylarının içerisinde en meşhuru olan yeşil çay, bileşiminde bulundurduğu epigallokateşin galat fitokimyasalı sayesinde metabolizmayı hızlandırmaya yardımcı olur, yüksek antioksidan kapasitesi sayesinde düzenli tüketimde bağışıklık sistemini güçlendirici ve kronik hastalıklardan koruyucu etki gösterir.

Ancak aynı zamanda yüksek miktarda kafein içerdiği için yüksek tansiyon hastalarında, kalp hastalarında, gebelerde ve emziren annelerde fazla tüketimi oldukça risklidir.

Bu gruba dahil olanların günde maksimum 1 fincan tüketmesi uygun olacaktır. Sağlıklı kişilerde ise günlük tüketim 2 fincanın üzerinde olmamalı.

2-Ekinezya
Gribal enfeksiyonlara karşı bağışıklığı güçlendirmek veya enfeksiyonu hafif geçirmek için çok sık kullanılan etkili bir bitkidir. Kış aylarında her gün 1 veya 2 fincan tüketilerek kür şeklinde uygulanabilir. Ancak bu tüketim şeklinin de 1 aydan uzun sürmemesi gerekiyor.

Sağlığa faydalarının yanı sıra ekinezya; kolesterol ilaçları, alerji ilaçları ve doğum kontrol haplarıyla etkileşime girebiliyor.

Bu ilaçları kullanan kişilerin ekinezya tüketiminden uzak durması gerekir. Ekinezya aynı zamanda alerjik reaksiyonlara da sebebiyet verebilen bir bitki çayı çeşididir.

3-Adaçayı
Soğuk algınlığı tedavisinde en etkili bitki çaylarından biri adaçayıdır. Bileşiminde bulunan cineol fitokimyasalı sayesinde öksürüğü önlemeye yardımcı olur.

Sakinleştirici etkisiyle de bilinen adaçayı sakinleştirici ilaçlarla birlikte kullanıldığında uykuya eğilimi çok fazla artırabilir.

Aynı zamanda gebelikte kasılmaları da tetikleyebildiğinden gebelerin kullanması oldukça sakıncalıdır.

4-Kuşburnu
Kuşburnu C vitaminini en yoğun bulunduran bitkilerden biridir. İçerdiği yüksek C vitamini sayesinde antioksidan etki gösterir ve iltihabi hastalıkların birçoğunun tedavisinde kullanılır.

Yüksek C vitamini içeriğiyle bağışıklık sistemini güçlendirir ve hastalıklara yakalanma riskini azaltır.

Ancak günde 3 fincandan fazla tüketildiğinde ciltte kaşıntılara ve tahrişlere yol açabildiği gibi ağız, yemek borusu ve mide gibi sindirim kanalı organlarında da birtakım tahrişlere neden olabilir.

5-Kekik çayı
Üst solunum yolu enfeksiyonlarında, başta mide olmak üzere sindirim sistemi problemlerinde ve idrar yolu enfeksiyonlarında tedavi amaçlı kullanılabilen kekik çayının genellikle bilinmeyen özelliği ise tansiyon düşürmesidir.

Bu etkisi düşük tansiyonlu kişilerde risk oluştururken aynı zamanda yüksek tansiyon hastalarının kullandığı tansiyon düşürücü ilaçların da etkinliğini arttırarak hayati risk oluşturabilir.

Yüksek tansiyon hastalarının kekik çayını mümkünse hiç tüketmemesi, tüketilmesi durumunda ise uzman kontrolünde ilaçtan 2 saat sonra şeklinde düzenlenmesi önerilir.

6-Zencefil çayı
Soğuk algınlığında, mide bulantısı başta olmak üzere mide-bağırsak rahatsızlıklarında sıklıkla kullanılan zencefilin çoğunlukla bilinmeyen özelliği ise safra salgısını ciddi şekilde artırmasıdır. Bu nedenle safra kesesi rahatsızlığı bulunan kişilerin zencefili ve zencefil çayını uzman kontrolünde tüketmesi önemlidir.

Mide bulantılarında kullanılmasından dolayı gebelerin sıklıkla başvurduğu bir çay olan zencefil çayının 1 gramdan fazla tüketimi adet söktürücü etkisi nedeniyle gebelerde düşük riskini artırabiliyor.

Zencefil aynı zamanda pıhtılaşma bozukluğu olanların da mutlaka hekimine danışmadan tüketmemesi gereken bir bitkidir.
197-Zerdeçal çayı
7-Zerdeçal çayı
Zerdeçal çok güçlü antioksidan ve anti-inflamatuar özelliklere sahip bir fitokimyasal olan kurkumini içerir.

Kurkumin, kan beyin bariyerini geçerek Alzheimer gibi nörodejeneratif hastalıkların tedavisinde olumlu etkiler gösterdiği gibi aynı zamanda kurkuminin eklem iltihaplanmalarının semptomlarını azaltabildiği ve kansere karşı koruyucu olduğu da biliniyor.

Ancak tıpkı zencefil gibi zerdeçal da safra salgılarını arttırabildiği için safra kesesi hastalarının zerdeçal çayını da uzman kontrolünde tüketmesi önemli.

8-Sinemaki çayı
Sinameki çayı kabızlık tedavisinde kullanılabildiği gibi özellikle zayıflama çaylarında karşımıza sık sık çıkıyor. Ancak sinameki çayı bağırsaklarda kronik tembellik oluşturabiliyor ve bırakıldığında daha şiddetli kabızlığa yol açabiliyor.

3 haftadan daha uzun süreli düzenli tüketiminde ise bağırsaklarda kalıcı hasarlara yol açabildiği gibi tümör oluşumunu bile hızlandırabiliyor.

Aynı zamanda sinameki düzenli kullanılan ilaçlarla etkileşime girebilen bir bitki olduğundan sürekli kullanılan ilaç varsa hekime danışarak tüketilmesi oldukça önem taşıyor.

9-Mate çayı
Son yıllarda popülerliği artmış olan mate çayı yoğun kafein içeriği sayesinde metabolizmayı hızlandırmaya yardımcı olurken aynı zamanda idrar söktürücü ve ödem attırıcı etkileriyle de biliniyor.

Ancak yoğun kafein içeriği nedeniyle yüksek tansiyon hastalarının ve kalp hastalığı bulunan kişilerin kesinlikle tüketmemesi gerekir. Gebelerin ve emziren annelerin tüketimine de uygun değil. Sağlıklı kişilerde ise günlük tüketim 2 fincanın üzerinde olmamalı.

10-Beyaz çay
Antioksidan kapasitesi en yüksek çaylardan biri olan beyaz çay başlıca etki olarak sindirimi kolaylaştırır. Tıpkı yeşil çay ve mate çayı gibi kafein içeriği yüksek çaylardan biridir ve çarpıntı veya uykusuzluk gibi problemlere yol açabilir.

Yüksek kafein içeriği nedeniyle tansiyon ve kalp hastalarının, gebelerin ve emziren annelerin tüketimine uygun değildir. Sağlıklı kişilerde ise günlük tüketim 2 fincanın üzerinde olmamalı.

Bunlar da hoşunuza gidebilir...

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir