Yaz alerjisi deyip geçmeyin! İçlerinde ölüme kadar götüren bile var

Sağlık
Sağlık

Yaz alerjisi deyip geçmeyin! İçlerinde ölüme kadar götüren bile var Türkiye Ulusal Alerji ve Klinik İmmünoloji Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. İnsu Yılmaz, yaz mevsiminde görülen alerjilerin sıcak hava ile birlikte yaşam kalitesini düşürdüğünü hatta kişinin hayatını tehdit edebildiğini söyledi. Prof. Dr. Yılmaz, yaz alerjilerini ve korunma yollarını anlattı.

Yaz tatilinde tüm yılın yorgunluğunu atıyor, güneş ve denizin tadını çıkarmak için kendimize boş vakitler yaratıyoruz. Ama tam da enerjimizin yükseldiği bu zamanlarda yaşadığımız yaz alerjileri tatilimizi bir anda adeta kâbusa çevirebiliyor. Yaz alerjileri denildiğinde ilk akla gelenler arasında alerjik rinit (alerjik nezle, saman nezlesi) ve alerjik konjonktivit (göz nezlesi) yer alıyor. Ayrıca polen duyarlığı olan astım hastalarında bu dönemde astım şikâyetleri de kötüleşebiliyor. Soğuk havuza ve denize girmeye bağlı soğuk alerjileri, vücut ısısı artışına bağlı görülebilen kolinerjik ürtiker (ter alerjisi), havuz kloruna bağlı kontakt dermatit (temas dermatiti), fotokontakt dermatit, solar ürtiker, sıcak ürtikeri gibi ısı ve UV ışınları ile ilgili cilt alerjileri, arı ve böcek sokmalarına bağlı alerjiler bu dönemde sık karşılaşılan yaz alerjileri olarak karşımıza çıkıyor. İşte bu alerjilere yönelik bilgi, hazırlık ve tedavi ile yaz dönemini ve tatilinizi sorunlu hale gelmekten çıkarabilirsiniz. Peki ama nasıl? Türkiye Ulusal Alerji ve Klinik İmmünoloji Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. İnsu Yılmaz, yaz alerjilerini ve korunmak yollarını anlattı.

Yaz alerjisi deyip geçmeyin İçlerinde ölüme kadar götüren bile var

‘ASTIM İLAÇLARI MUTLAKA DÜZENLİ KULLANILMALI’

ALERJİK RİNİT / ALERJİK KONJOKTİVİT / ALERJİK ASTIM: Özellikle çimen ve hububat polenlerine karşı alerjik duyarlanması olan kişilerde ilkbahar ve yaz dönemlerinde polenlere maruz kalma ile burunda kaşıntı, hapşırık, akıntı ve tıkanıklık; gözlerde sulanma, kaşıntı ve kızarıklık ortaya çıkabilir. Yaz döneminde bu şikâyetleri nedeniyle yanında peçete bulundurmak zorunda olmak, gece uykularının bölünmesi, iş ve sosyal hayatının ciddi derecede etkilenmesi, kişilerin kötü bir yaşam kalitesine sahip olmalarına yol açıyor. Eğer hastanın astımı ve polen duyarlığı var ise astım kontrolü de bozulabilir. Bu dönemde polenlere karşı aşağıdaki önlemler alınabilir:

– Polen yayılımının yoğun olduğu dönemlerde dış ortamda maske ve geniş çerçeveli gözlükler kullanılmalı. (Özellikle çimen, yabani ot ve hububat polenlerin yoğun olduğu alanlarda)

– Nisan öncesi arabaların polen filtreleri değiştirilmeli.

– Polen yayılımının yoğun olduğu dönemlerde kapı ve pencereler kapalı tutulmalı.

– Yürüyüş ve egzersiz yapılacaksa polen yoğunluğunun az olduğu akşam üstü zamanı tercih edilmeli.

– Dış ortamdan eve gelince duş yapılıp elbiseler değiştirilmeli.

Önlemler bu alerjik hastalıklara bağlı şikayetleri kısmen de olsa hafifletebilir fakat yine de farmakolojik tedavi dediğimiz ilaç tedavisine (antihistaminik ve nazal steroidler gibi) ihtiyaç duyulabilir. Alerjik rinit/alerjik konjoktivit, önlemler ve ilaç tedavisine rağmen kontrol altına alınamaz ise polen immünoterapisi (aşı) tedavisi uygulanabilir. Astım kontrolü için bu dönemde astım ilaçları mutlaka düzenli kullanılmalı gerekirse doz artışı yapılmalı.

POLEN / GIDA ALERJİSİ SENDROMU: Bazı kişiler sadece polenlere karşı değil aynı zamanda bu polenlerin yapısında bulunan benzer proteinlere sahip belirli gıdalara da (çiğ sebze, meyve ve ağaç yemişleri) duyarlı olabilirler. Çiğ bir yaz meyvesi veya sebzesi yediğinizde kısa süreli dudaklarda karıncalanma, kaşıntı, ağızda/dilde şişme veya boğazda gıcıklanma hissi yaşıyorsanız ‘Polen Gıda Alerjisi Sendromu’ veya ‘Oral Alerji Sendromu’ olarak bilinen bu tür alerjiye sahip olabilirsiniz.

Belirtilerinizden endişe duyuyorsanız veya ağız içinde görülen bu reaksiyonun ötesinde gıda alerjileri yaşıyorsanız, daha ciddi bir gıda alerjisi olasılığını ortadan kaldırmak için mutlaka doktorunuzla iletişime geçmelisiniz.

‘ARI ALERJİSİ ÖLÜME GÖTÜRÜYOR’

ARI / BÖCEK ALERJİLERİ: Arı ya da böcek sokmaları, bir dizi bağışıklık ve klinik reaksiyon oluşturabilir. Reaksiyonların çoğu lokal, yani bölgeseldir ve kendi kendini sınırlar. Fakat özellikle arı sokmaları ile hayatı tehdit edebilen anafilaksi denilen ağır alerjik reaksiyonlar görülebilir. Arı ve böcek sokmalarından korunmak için alınabilecek önlemler ve tedaviler şunlar:

– Yürüyüş, kamp, yüzme, golf ve bahçecilik gibi herhangi bir açık hava etkinliği, arı ve böceklere maruz kalmayı artırır. Yürüyüş yapıyor veya bisiklete biniyorsanız, koruyucu giysiler giyin. (Uzun pantolon ve kolluklar, ayakkabılar ve şapka gibi)

– Açık havada yemek yemek veya bir şeyler içmek, arıları ve böcekleri etrafınıza çeker. Yaban arıları içeceklerin yanı sıra et ve tatlı yiyeceklere de gelir. Arı ve böcekler genellikle çöp tenekeleri, piknik ve barbekülerin yakınında bulunur. Bu alanlarda daha dikkatli olmalısınız. Açık kutu veya şişelerden bir şeyler içerken içerisinde arı ya da böcek olup olmadığını kontrol etmelisiniz.

– Arı ve böcek sokmaları ile gelişen alerjik olmayan reaksiyonlar genellikle sadece semptomlar için tedavi gerektirir. Alerjik olmayan bir reaksiyon soğuk kompresler ve/veya oral antihistaminikler ile tedavi edilebilir.

– Arı ile ağır bir alerji öyküsü yaşamışsanız mutlaka yanınızda adrenalin otoenjektör taşıyın. Yüksek risk altındaysanız veya uzak bir yere seyahat ediyorsanız yanınızda adrenalin otoenjektörlerden iki adet taşımalısınız. Böcek sokma riskine karşı tetikte olmalısınız.

– Uygun hastalarda arı venom immünoterapisi (arı aşısı) dediğimiz tedavi çok yüksek oranda koruyuculuk sağlayan bir tedavi şeklidir. Bu tedavi yöntemi için doktorunuz ile iletişime geçmelisiniz.

Yaz alerjisi deyip geçmeyin İçlerinde ölüme kadar götüren bile var
‘SOĞUK ALERJİSİ ANAFİLAKSİYE NEDEN OLABİLİR’

SOĞUK ÜRTİKERİ: Nispeten nadir görülen bir kronik uyarılabilir ürtiker (kurdeşen) şeklidir. Duyarlı kişilerde soğuk hava, soğuk su ve soğuk cisimlere maruz kaldıktan sonra kurdeşen adı verilen cilt lezyonları ortaya çıkabilir. Soğuk suda yüzme, şiddetli soğuk ürtiker reaksiyonunun en yaygın nedenidir. Bazı durumlarda özellikle soğuk suya (havuz suyu, deniz suyu, soğuk duş gibi) tüm vücudun maruz kalması durumunda anafilaksi denilen daha ağır alerjik reaksiyonların da gelişebilme potansiyeli vardır. Soğuk ürtikeri olan hastalar kendilerini vücut sıcaklığındaki hızlı düşüşten korumayı öğrenmeli. Su aktiviteleri (yüzme ve sörf gibi) her zaman gözetim altında olmalı. Soğuk maruziyeti ile anafilaksi öyküsü olan hastalar yanlarında adrenalin otoenjektörü taşıyabilir.

GÜNEŞ ALERJİSİ: Döküntü tipine, nedenine ve etkilenen kişilere bağlı olarak güneş maruziyeti ile ortaya çıkabilen farklı cilt reaksiyonları olabilir. (Aktinik prurigo, fotoalerjik reaksiyon, polimorf ışık erüpsiyonu, solar ürtiker gibi). Güneş allerjisi olarak bilinenler daha çok solar ürtiker ve fotokontakt dermatitdir. Solar ürtiker, güneşe maruz kalındıktan sonra ciltte kaşıntılı, kırmızı ve kabarık bir döküntünün ortaya çıkması durumudur. Solar ürtiker, ısıya bir tepkiden ziyade ışığın kendisindeki ultraviyole ışınlarına özel bir tepkidir. Semptomlar hafif ya da şiddetli olabilir. Güneş alerjisi, cildinize uygulanan bir kimyasalın güneş ışığıyla reaksiyona girmesiyle fotoalerjik reaksiyon şeklinde de oluşabilir. Bu güneş alerjilerine karşı alınabilecek önlemler şunlar:

– Sabah 10’dan akşam 5’e kadar en kuvvetli olduğu zamanlarda güneşten korunun.

– Işığa duyarlılığa neden olan ilaçları (izotretinoin, tetrasiklin vb.) ve ürünleri kullanıyorsanız ilaçları kullandığınız süre boyunca güneş maruziyetinden uzakta kalmaya çalışın.

– Güneş ışınlarını engellemek için geniş kenarlı şapkalar, uzun kollular, pantolonlar ve cam filmleri gibi koruyucu ürünler kullanın. En az 30 SPF’li güneş kremi kullanın. Cildinizin etkilenen bölgelerine serin, nemli giysiler yerleştirin.

– Bol su içerek hidrate kalın.

KOLİNERJİK ÜRTİKER: Ter bezlerinizdeki sinir liflerinden kaynaklanır. Vücut ısınız yükseldiğinde cildiniz ısıya ve tere tepki verir. Büyük kırmızı deri lekeleriyle çevrili küçük (toplu iğne başı büyüklüğünde) kurdeşenlerle sonuçlanan bir reaksiyondur. Kolinerjik ürtikerde pek çok nedenden dolayı cildinizde kaşıntılı kırmızı kurdeşen olabilir. Sıcak bir duş alarak ya da egzersiz yaparak ter atma, sıcak bir iklim, sıkı/yapışkan bir tayt, gergin/kaygılı/stresli bir durum, sıcak veya baharatlı yiyecekler, duyarlı kişilerde kolinerjik ürtikerin ortaya çıkmasına neden olabilir. Sıcak bir iklimde yaşıyorsanız veya egzersiz yapmayı seviyorsanız kolinerjik ürtiker yönetimi daha zor olabilir. Kolinerjik ürtikeri önleyebilmek veya hafifletebilmek için şunları uygulayabilirsiniz:

– Sıcak cildinizi soğutun.

– Soğuk bir duş almayı deneyin.

– Soğuk suya batırılmış bir bezi cildinize bastırın.

– Bol giysiler giyin.

– Evinizi ve yatak odanızı serin bir sıcaklıkta tutun.

– Stresli durumlardan kaçınmaya çalışın, sakinleşmenin ve onu yönetmenin yollarını bulun.

KLOR ALERJİSİ: Çoğu kişi için havuz, sıcak yaz günlerinde bir mola yeridir. Ancak bazen, havuzdan çıktıktan sonra klor döküntüsü olarak bilinen oldukça can sıkıcı bir cilt tahrişiyle karşılaşılabilirsiniz. Tipik olarak klorlu bir havuzda yüzdükten birkaç saat sonra ortaya çıkan kırmızı, kaşıntılı bir döküntü görülebilir. Bu genel olarak ‘klor alerjisi’ olarak bilinse de, klorun cildin koruyucu dış tabakasına zarar verdiğinde meydana gelen, alerjik olmayan bir cilt reaksiyonudur. Klorun, astımı kontrol altında olmayan kişilerde solunum yollarının hassasiyetini artırarak astım semptomlarının alevlenmesine yol açabileceği de unutulmamalı. Duyarlı kişilerde klora bağlı istenmeyen durumların oluşmaması için alınacak önlemler şunlar:

– Havuz girmeden 15 dakika önce ince bir tabaka vazelin krem veya yüzme öncesi losyon sürün.

– Havuzdan çıktıktan hemen sonra duş alın.

– Nemi hapsetmek için nemlendirici bir cilt kremi veya losyonu uygulayarak devam edin.

– Astım hastasıysanız ve astımınız kontrol altında ise havuzu kullanın. Kurtarıcı inhaler ilacınızı yanınızda bulundurun. Klor oranı iyi ayarlanmış havuzları tercih edin.

Bunlar da hoşunuza gidebilir...

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir